Tabii ki ebeveynlerin tarifsiz bir sevgi ile bağlandığı ve her zaman en iyisini yaşamasını istediği çocukları için endişelenmeleri oldukça doğal. Ama kimi zaman bu endişeler farklı bir boyuta ulaşıyor. Hatta bazen ebeveynler, yeterince endişelenirlerse işleri bir şekilde kontrol edebilecekleri ve çocuklarını hayatın olumsuz yönlerinden, zorlayıcı tecrübelerinden koruyabilecekleri yanılgısına kapılabiliyorlar. İşte bu da bir noktadan sonra kaygı sorununa dönüşebiliyor.
Bu yazıda kaygılı ebeveyn olmak ne demek, kaygılı anne baba nasıl davranır ve diğer aile üyelerini nasıl etkiler gibi durumları inceleyeceğiz. Aynı zamanda da ebeveynlik kaygısına karşı neler yapabileceğiniz hakkında önemli tavsiyeler sunacağız. Hazırsanız başlayalım 👇🏻
Ebeveynlik Kaygısı Nedir?
Ebeveynlik kaygısı; bir kişinin ebeveyn olma yolunda ilerlerken ve çocuk sahibi olduktan sonraki süreç boyunca çocuğu ya da kendi yeterliliği için duyduğu endişeyi ifade eden bir kavram. Hamilelik fark edildiği andan itibaren, her yaştan bireyi etkileyebilen bir durum.
Her ebeveyn, çocuğunun;
- Sağlığı,
- Eğitimi,
- Davranışları,
- Notları,
- Sosyal yaşamı,
- Hayatının ilerleyişi,
- Psikolojisi,
- Mutluluğu,
- Arkadaş çevresi,
- Alışkanlıkları,
- İlgi alanları gibi birçok faktör için endişelenebilir.
Kaygılı Ebeveyn Nasıl Davranır?
Yüksek düzeyde ebeveynlik kaygısı yaşayan kaygılı anne baba;
- Çocuğunu zararlı ya da tehlikeli olduğunu düşündüğü, ama aslında günlük hayatın parçası olan mekan ve durumlardan uzak tutmaya çalışabilir.
- Çocuğunun başına bir şey geleceğine dair sürekli korku yaşayabilir.
- Çocuğun yaşamı üzerine fazlasıyla ayrıntılı düşüncelere dalabilir ve olumsuz senaryolarla endişesini yükseltebilir.
- Çocuğuna karşı aşırı korumacı ve kontrolcü davranabilir. Fark etmeden de olsa, onu sürekli izleyen ve kontrol eden bir “helikopter ebeveyn”e dönüşebilir.
- Sosyal ortamlarda ve çocuğunun yanında sürekli kaygıları hakkında konuşabilir.
- Tüm hayatını çocuğunun ve yaşayabileceği potansiyel sorunların üzerine kurgulayabilir.
- Çocuğunun sağlığını takip etmek konusunda takıntılı davranabilir.
Burada şunu da belirtelim: Kaygılı ebeveyn olmak, direkt olarak bir sorun gibi değerlendirilmemeli. Ama genel anlamda kontrol altına alınması gerektiğini söyleyebiliriz. Çünkü bir ebeveynin çocuğu için endişelenmesini engellemek pek mümkün olmasa da, normal karşılanabilecek kaygı düzeyini koruyabilmek önemlidir.
Ebeveynlik Kaygısı Neden Oluşur?
Kaygılı anne baba olmak, farklı dönemlerde ortaya çıkabilen ve spektrumu değişebilen bir durum. Yani bir ebeveyn çocuğunun zarar görmesinden korktuğu için sürekli olarak sadece kendini strese maruz bırakırken, bir diğeri çocuğun yanından da ayrılmayarak aşırı korumacı davranışlar gösterebilir. Ya da başta hayatı etkilemeyen kaygılar zamanla büyüyerek bir sorun halini alabilir.
İşte bu noktada biraz ebeveynlik kaygısını tetikleyebilen risk faktörlerinden bahsedebiliriz. Çünkü bu faktörler ebeveynlerin her birinin neden kendine özgü kaygıları olabileceğini ve bu kaygıların spektrumlarının neye göre değişebileceği konusunda fikir verebilir.
Örneğin:
- Ailede ruh sağlığı sorunları yaşayan ya da yaşamış olan bireylerin yer alması
- Hormon dengesizlikleri, kronik rahatsızlıklar gibi kaygıyı yükseltebilecek fiziksel etkenler
- Finansal sorunlar
- İlişki sorunları
- Ailede özel ilgi ve eğitime ihtiyaç duyan birinin olması
- Çocukların daha önce uyum, davranım bozuklukları yaşamış olması
- Çocukların yatak ıslatması, yemek seçmesi ya da sık sık öfke nöbetleri geçirmeleri gibi etkenler ve tecrübeler, her ebeveynin hissettiği kaygı duygusunu başa çıkılması gereken bir soruna dönüştürebilir.
Tabii bu artan endişeler ebeveynde kaygı bozukluklarına yol açarken, çocukları da farklı şekillerde etkileyebilir. Gelin, çocukların bu durumdan nasıl etkilendiğini de inceleyelim:
Kaygılı Ebeveynler Çocuğu Nasıl Etkiler?
Ebeveynin endişeye bağlı davranışları, hem çocuğunun kişiliğini hem kendisinin çocuğuyla ilişkisini ciddi şekilde etkileyebilir.
Kaygılı ebeveynlerin çocukları;
- Risk almaktan ve yeni şeyler denemekten kaçınabilirler.
- Sorumluluklarını tam olarak öğrenemeyebilirler.
- Olumsuz duygu ve durumlarla başa çıkmayı öğrenemediklerinde zorlu tecrübeler karşısında bocalayabilirler.
- Yaşayarak, hata yaparak öğrenme gibi önemli yaşam tecrübelerinden nispeten yoksun kalabilirler. Bu sebeple bağımsız bir birey olmakta zorlanabilirler.
- Karar verme, arkadaşlık kurma, kendine hedef belirleme gibi özerklik içeren durumların altından kalkmakta zorlanabilirler.
- Ebeveynlerinin kaygısını içselleştirebilir, kendilerini genel olarak endişeli ve suçlu hissedebilirler.
- Kaçıngan davranışlar sergileyebilir ve yeni ortamlarda utangaç, çekingen davranabilirler.
- Ebeveynleri yanlarında olmadığında aşırı derecede korku duyabilirler.
- Köpek korkusu, karanlık korkusu gibi farklı korkulara sahip olabilirler.
Ayrıca yapılan çalışmalar, diğer psikolojik rahatsızlıklar gibi kaygı bozukluklarının da genetik ve çevresel faktörlerle tetiklenebileceğine işaret ediyor. Yani kaygı bozukluğu olan ebeveynlerin çocuklarının kaygı ve depresif bozukluklara sahip olma olasılığının daha yüksek olabileceğini gösteriyor.
Ebeveynlikte Stres ve Kaygı ile Başa Çıkma Yolları
Ebeveyn olarak kaygı duygusunu kontrol edemediğinizde; çocuklarınızla bağlantı kurmak yerine onları yönlendirmeye, kontrol etmeye, korumaya ve izlemeye çalışabilirsiniz. Örneğin; çocuklarınızla bağ kurmak, kaliteli zaman geçirmek için çıktığınız seyahati yaşanabilecek aksaklıklara odaklandığınız için verimli ve keyifli bir şekilde tamamlayamayabilirsiniz.
Tabii ki her zaman endişeyi kontrol altına almak çok da kolay olmayabilir. Böyle zamanlarda genel kaygı yönetimi stratejilerinin yanında ebeveynliğe özel birkaç ipucunu takip etmek faydalı sağlayabilir.
1. Endişe ve Korkuya Yol Açan Konular Hakkında Bilgi Edinin
Sizi çocuğunuzla ilgili spesifik olarak korkutan, endişelendiren konuları araştırmak, gerçekten bir şeyler yapıp yapamayacağınızı görmeye ve kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilir.
Stres, yetersizlik duygusundan besleniyorsa bunu yenmenin en kolay yolu eksik olduğunuzu düşündüğünüz noktalarda kendinizi geliştirmek. Ebeveynlik yolculuğunuzda sizi hangi noktalar daha çok strese maruz bırakıyorsa, öncelikle bunların bir listesini yapın. Daha sonra bu konuların üzerine eğilmeyi ve kendinizi eğitmeyi deneyin.
- En genel olarak; çocuk gelişimi ve psikolojisi, beslenme, okul hayatı gibi konuları ele alabilirsiniz.
- Örneğin siz yanınızda yokken çocuğunuzun hastalanmasından korkuyorsanız, öyle zamanlarda okulun aksiyon planının ne olduğunu öğrenebilirsiniz. Bu, sanki siz yokken çocuğunuz tamamen korumasız kalmış gibi düşünmenize engel olabilir.
- Yemek seçen çocuğunuzun gelişiminin geri kalmasından endişeleniyorsanız, doktoruyla konuşabilirsiniz. Belki de size yetersiz gelen aslında çocuk için yeterli olabilir. Ya da doktorunuz size farklı kaynaklar ve yöntemler önerebilir ve böylece çocuğunuzun yemek seçme durumuyla ilgili gerçekten harekete geçebilirsiniz.
2. “Gerçek” Riskleri, Çocuğun Hayatına Müdahale Etmeden Ortadan Kaldırmaya Çalışın
Sizde kaygıya yol açan tetikleyicileri belirleyerek bunları, mümkün olduğunca, ortadan kaldırmaya çalışabilirsiniz. Tabii bu adımları çocuğunuza çok sezdirmeden atmanızda fayda var.
- Örneğin, çocuğunuz spor aktiviteleri için bir salona gitmek istiyor. Ama siz güvenliğinden, temizliğinden emin olmadığınız yerlere çocuğunuzu göndermekten çekiniyorsunuz. O zaman bir ön araştırma yaparak içinizin rahat edeceği alanları belirleyebilirsiniz. Sonrasında çocuğunuza bunlar arasından seçim yapma şansı sunabilirsiniz.
- Ya da diyelim ki çocuğunuz kapının önündeki parkta oynamayı çok seviyor, ama parktaki oyuncaklar gerçekten yeteri kadar güvenli ve temiz değil. O zaman çocuğunuza bu parkı yasaklamak yerine, gerekli iyileştirmeler için ilgili yerlere başvurabilirsiniz. Bu zaman zarfında da çocuğunuza durumu mantıklı bir şekilde açıklayıp bir süre için alternatif bir parka gitmeyi önerebilirsiniz.
3. Günlük Hayattaki Stres Faktörlerini Gözardı Etmeyin
Zaten ebeveynlik stresi yaşarken farklı tetikleyicilere de maruz kalmak işleri daha da zorlaştırabilir. Ayrıca bu faktörler birbirlerini tetikleyerek kırılması zor bir döngü oluşturabilir. Bunu önleyebilmek ya da en azından azaltabilmek için günlük hayatta stres yaratan olay, durum ve düşünceleri belirleyebilirsiniz.
Örneğin, iş hayatında oluşan stresi yönetmekte zorlanıyorsanız bu konuya özel adımlar atabilirsiniz. İş hayatı için stres yönetimi, zamanı verimli kullanma teknikleri üzerine bilgilenerek stresi azaltabilirsiniz.
4. Endişelerinizi Sevdiklerinizle Paylaşın
Endişelerinizi sesli bir şekilde dile getirmek ve üzerine mantıklı konuşmalar yapmak, rasyonel kaygıları ayırt etmeyi ve kontrolü ele almayı kolaylaştırabilir. İlk etapta basit görünen, ama uzun vadede kaygıları artırabilecek günlük bir deneyimi partnerinizle paylaşarak etkisini azaltabilirsiniz.
Aynı zamanda sorumlulukların yarattığı kaygıyı, görevleri partneriniz ile bölüşerek azaltabilirsiniz.
5. Diğer Ebeveynlerle Konuşun
Yüksek seviyedeki ebeveynlik kaygısı, 21. yüzyılın en yaygın sorunlarından biri. Yani bu konuda yalnız değilsiniz. Bunu fark etmek, diğer ebeveynlerin geliştirdiği stratejilerden yararlanmak ve duygularınızı benzer hisleri yaşayan kişilerle paylaşmak, kaygı seviyesini düşürebilir.
Aynı zamanda sizinle benzer durumdaki kişilerle sosyalleşerek bir paylaşım yapabilir, ortak noktalarınız üzerinden bir komünite yaratabilirsiniz.
6. Çocuğunuzun Hayatını Kontrol Edemeyeceğinizi Kabullenin
Kaynağı ne olursa olsun, kaygı bozukluklarının çoğunun temelinde kontrol etme isteği yatar.
Ama aslında hayatta çoğu zaman hiçbir şey tam olarak bizim kontrolümüz altında ilerlemez. Bunu kabullenmeli, çocuğunuzunkinin farklı bir hayat olduğunu anlamalı ve ona seçim hakkı tanımayı öğrenmelisiniz.
Kontrol etme çabasından vazgeçmeye başladığınızda hem kaygınızın azaldığını hem çocuğunuzla ilişkilerinizin iyileştiğini görebilirsiniz.
7. Kendinizi İhmal Etmeyin
Birçok ebeveyn hayatının merkezine çocuğunu koyar. Ama aslında önceliğiniz çocuğunuz bile olsa kendinizi düşünmeye, kendinize zaman ayırmaya ve tek başına bir birey olmaya da devam etmelisiniz. Aksi halde tüm hayatınızı sadece çocuğunuz doğrultusunda kurgulayabilirsiniz. Bu da hayattaki tüm endişe ve korkularınızı çocuğunuzun üzerine aktarmanıza yol açabilir.
Kendinizle ilgilenmeyi ihmal etmemek için:
- Kişisel zamanlar planlayın, açık havada yürüyüş yapın, meditasyon yapın ya da SPA randevularına gidip kendinizi şımartın.
- Kişisel anlamda kaygınızı nasıl yönetebileceğinize bakın. Bu bağlamda kendinize uygun stratejiler geliştirin.
- Kendinizi daha iyi hissetmek, yaşadığınız zorlayıcı tecrübeleri daha rahat aşabilmek için bir uzmana danışın. Böylece kaygılarınızı azaltıp, farkındalığınızı artırarak her anlamda yaşamınızı ve ilişkilerinizi iyileştirebilirsiniz.
Bu yazımızı beğendiyseniz, “Anksiyete Bozukluğu Nedir, Neden Olur, Nasıl Geçer?” ve “Kaygı Nedir, Kaygı Duygusu Nasıl Oluşur?” adlı içeriklerimize de göz atabilirsiniz.
Sayfa içeriği yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurunuz.