Kaygı, kelime itibariyle size bir psikolojik sorunu çağrıştırabilir. Aslında çok da haksız sayılmazsınız. Çünkü birçoğumuz kaygı duygusunu kaygı bozukluğu ile karıştırıyoruz. İki kavram arasındaki farkı tam olarak bilmediğimizden, zaman zaman yaşadıklarımızı anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Kimi zaman kaygı duygusunu tecrübe ettiğimizi bile anlayamıyor, kimi zaman ise gündelik ve aslında normal olan kaygılara gereğinden fazla anlam yükleyebiliyoruz. Bu da aslında yaşamın akışında doğal olarak var olan bir tepkinin, istemsizce büyümesine ve bir soruna dönüşmesine sebep olabiliyor.
O zaman ne yapmalıyız? Her şeyden önce hem daha bilinçli yaklaşabilmek hem farkındalığımızı artırabilmek adına kavramları doğru bir şekilde inceleyebiliriz. Şimdi gelin, beraber kaygı kavramını farklı yönleriyle ele alalım.
Kaygı Ne Demek?
Amerikan Psikoloji Derneğine göre kaygı; gerginlik, endişeli düşünceler ve artan kan basıncı gibi fiziksel değişiklikler ile karakterize edilen bir duygudur. Yani kişinin korktuğu bir durum, tehlike, düşünce ya da olasılık karşısında verdiği tepkidir.
Ünlü yazar Paulo Coelho, bir gün şöyle demiş: “Kaygı, insanlıkla aynı anda doğdu. Ve asla ustası olamayacağımıza göre, fırtınalarla yaşamayı öğrendiğimiz gibi, onunla yaşamayı öğrenmek zorunda kalacağız.”
- Belli düzeye kadar kaygı; herkesin zaman zaman tecrübe ettiği, oldukça normal ve sağlıklı bir tepkidir aslında. Hatta hayata kalma mekanizması olarak da devreye giren bir duygudur.
- Hepimizin hayatının bir parçası olan kaygı duygusundan tamamen kaçınmanın mümkün olduğunu söylemek ise gerçekçi olmaz.
Kaygı Duygusu ve Kaygı Bozukluğu Arasındaki Fark Nedir?
Kaygı bozukluğu; kaygı duygusu gibi anlık stres faktörlerine verilen bir tepki değil, daha çok bir sürekliliği ifade eder.
- Anksiyete bozukluklarında belirsizlik karşısında olağan dışı ve aşırı tepkiler verilebilir. Yaşanabilecekleri tahmin etmek, daha doğrusu olabilecekler hakkında olumsuz senaryolar üretmek ve bunlar için sürekli endişe duymak kaygı değil, kaygı bozukluğudur.
- Normal düzey olarak tanımlayamayacağımız aşırı kaygı durumu, stresi tetikleyen hiçbir şey olmadığında bile kaybolmaz. Kaygı duygusunun aksine daha kalıcı ve uzun sürelidir.
- Anksiyete bozukluğu olan insanlar genellikle semptomlarını kötüleştiren durumları veya şeyleri tetiklemekten kaçınmaya çalışırlar. Bu da hayatı olumsuz yönde etkilemeye başlar. Oysaki herkesin tecrübe edebileceği kaygı duygusu hayatı bu denli etkilemez.
Kaygı Duygusu Nasıl Oluşur?
Kaygının nasıl oluştuğu, aslında vücudumuzdaki bazı fizyolojik tepkilerle alakalı.
Kaygı duygusu, diğer tüm duygular gibi, beynin amigdala bölgesi tarafından yönetilir. Daha sonra hipotalamus devreye girer ve vücudu uyarır. Anksiyetenin fiziksel semptomları bedenin “savaş ya da kaç" stratejisi ile ilgildir.
Beyin;
- Bir fiziksel tehditle karşı karşıya kaldığında özel bir tepki verir.
- Sempatik sinir sisteminin deşarjı ile tehditlere tepki gösterir.
- Adrenalin, norepinefrin, dopamin, östrojen, testosteron, kortizol gibi hormonlar ve nörotransmitterlerin salgılanmasını tetikler. Bunlardan adrenalin ve kortizol, stres hormonları olarak da bilinir.
- Bunun sonucunda beden “kaçmaya veya savaşmaya” hazırlanır. Bu tetik hali de kaygı olarak adlandırılır.
Kaygı Belirtileri Nelerdir?
Yukarıda açıkladığımız “savaş ya da kaç” tepkisine bağlı olarak kaygı:
- Nefes alıp verme ve kalp atış hızınızı artırır.
- Kan akışını beyne, o an için en çok ihtiyacınız olan kalp, kaslar gibi yerlere yoğunlaştırır.
- Titreme, terleme, mide bulantısı gibi fizyolojik tepkiler de oluşturabilir.
- Ortada ‘kaygılanacak’ bir şey yokken bile bedeninizde bu tepkiyi yaratabilir, sebepsizce kaygı hissine sebep olabilir.
- Kendinizi huzursuz hissetmenize, odaklanma problemleri yaşamanıza yol açabilir.
- Bir an içi zihniniz ve bedeniniz arasında bir kopukluk varmış gibi hissettirebilir.
- Kaygı anında uyumakla ilgili problemler yaratabilir.
Bu durumda uzmanlardan alacağınız mental sağlık desteği devreye giriyor. İyileşme sürecinizi yönetmek, kaygı bozukluğuyla mücadele etmek ve daha rahat bir yaşam sürebilmek için Heltia uygulamasını indirebilir, ihtiyacınız olan desteğe ulaşabilirsiniz.
Bu yazımızı beğendiyseniz, “Depresyon Nedir, Çeşitleri ve Semptomları Nelerdir?” ve “Anksiyete Bozukluğu Nedir, Neden Olur, Nasıl Geçer?” adlı içeriklerimize de göz atabilirsiniz.
Sayfa içeriği yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurunuz.