Çocuklar afet ve kriz durumlarında incinebilir gruptalardır. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklar kendi başa çıkma becerilerini geliştirmedikleri için çevrelerindeki yetişkinlerinden tepkilerinden oldukça fazla etkilenirler. Her ne kadar bebeklerin tepkileri “daha bebek”, “bir şey anlamaz” şeklinde göz ardı edilebilse de afet ve kriz durumları karşısında bebekler de donma, huzursuzluk ve sebepsiz ağlamalar görülebilir.
- 2-3 yaşlarında ise çaresizlik, duygusal gerileme ve öfke nöbetleri daha çok görülmeye başlar.
- 3-6 yaş arasında ise yaşanan afet ve kriz durumları sonrası çocuklar kendilerini suçlu hissedebilir, daha “iyi/ uslu” bir çocuk olsalardı tüm bunların başlarına gelmeyeceklerini düşünebilir. Bu dönemde yatak ıslatma, saldırgan davranışlar ve karın ağrısı gibi somatik belirtiler daha sıklıkla görülebilir.
Bu Dönemde Çocuklara Nasıl Destek Olabiliriz?
1. İhtiyaçları Anlamaya ve Karşılamaya Öncelik Verin
Çocukların tabii ki öncelikle yemek su gibi temel ihtiyaçlarını gidermek gerekir. Fakat bunlardan başka da giderilmesi gereken önemli ihtiyaçlar var:
- Çocuğun oyun oynaması ve resim çizmesi için de fırsat verilmesi oldukça önemli. Eğer travmatik yaşantı ile ilgili çizimler yapılıyorsa, bu çizimler kendilerini güvende ve iyi hissedecekleri şekilde yönlendirilebilir.
- Bu sürede aileler ihtiyaç duydukça çocuklarına sarılabilir, onların yanında olduklarını ve onları sevdiklerini sık sık hatırlatabilirler.
2. Kendi Tepkilerinize Dikkat Edin
Çocuklarla temas halinde olan yetişkinlerin sakin ve sabırlı olması gerekir. Çocukların güven kaynakları olan yetişkinlerin tepkileri, yukarıda da belirtildiği gibi oldukça önemli.
- Bu nedenle yetişkinlerin korkuları ya da travmalarının tesadüfi bir şekilde çocuklar tarafından duyulmasına engel olmaya çalışmak önemli.
- Ayrıca çocuklar bu sürede yalnız bırakılmamalı. Çocukların eğer başkalarına emanet edilmesi gerekirse bu çocuklara öncesinde anlatılmalı ve kiminle, ne kadar süre kalacağı gibi bilgiler verilmelidir.
3. Onlara Güven Verin
Travmatik olaylar güven duygusunu zedeler. Özellikle çocuklarda bu duyguyu yeniden inşa edebilmek çok önemli.
- Eğer afet bölgesinde polis, asker ve sağlık görevlileri gibi çalışanların olduğu bir yerdeyseniz, çocuğunuza “Şu anda güvendeyiz, buradaki insanlar bizim güvende olduğumuzdan emin olmak için çalışıyor.” gibi cümlelerle güvende olduğunuzu ifade eden cümleler kurmanız faydalı olabilir.
- Bunun yanında çocuklar eğer deprem bölgesinden uzaktaysa, haritada çocuğa deprem olan bölgeleri ve kendi bulundukları bölgeyi göstererek “Deprem burada oldu, şimdi biz başka bir yerde buradayız” gibi ifadelerle güvenli bölgede oldukları açıklayabilirsiniz.
- “Eğer korkarsan gelip elimi tutabilirsin.” gibi ifadeler ile çocukların duygularını ifade etmesine olanak sağlanabilir.
4. Konuşmaya, Paylaşmaya Zorlamayın
Çocuklar konuşmaya ve duygularını ifade etmeye teşvik edilmeli fakat zorlanmamalı.
- Evde üzgün, kızgın, mutlu, endişeli surat ifadeleri çizilerek, ”Bu resimdeki çocuk çok korkmuş, sen de korktun mu?” gibi ifadelerle ya da kahramanların duygularını ifade ettiği hikayeler anlatılarak duyguların ifade edilmesi teşvik edilebilir.
- Bunun yanında yetişkinler de “üzülüyorum, korkuyorum” gibi ifadelerle kendi duygularını basitçe ifade edebilirler. Çocukların çevresindeki yetişkinler gerekirse güvende olduklarını ve çocuğun duygularını ifade edebileceğini her gün çocuğa hatırlatmalıdır.
5. Sabırlı Davranın
Böyle bir dönemde çocukların tepkileri ebeveynler için zorlayıcı olabilir. Ama mümkün olduğunca sabırlı davranmak bu noktada çok önemli.
- Çocuklar bu dönemde altını ıslatmaya, kekelemeye kısacası daha öncesi gelişimsel dönemlere dönmeye başlayabilir.
- Böyle bir durumda yetişkinler hiç şikayet etmeden ve çocuğu yargılamadan temizlik gerekliyse temizlik yapmalı, kimsenin çocuğu eleştirmesine ya da utandırmasına izin vermemelidir. Büyük afet ve kriz durumlarından sonra bunun bir süre devam edebileceği unutulmamalıdır.
- Afet ve kriz durumları sonrası akut dönemde çocukların hafif aydınlatılmış odada yatmasına izin verilebilir. Bu dönemde ortaya çıkan kabusların gerçek olmadığı basit bir dille anlatılmalıdır.
6. Yaşananları Uygun Bir Dille Çocuğunuza Anlatın
Yaşananları çocukların anlayacağı basit bir dille anlatılmak ve yalan söylememek çok önemli. Ek olarak:
Çocuklar mümkün olduğunca afeti anlatan sosyal medya ve televizyon kaynaklı hikayelerden uzak tutulmalı.
Özellikle uykudan önce çocuklara güvende olduğu hatırlatmak ve sakinleştirici hikayeler okunmak, etkinlikler yapmak faydalı olabilir.
7. Kaybı Anlamasına Yardımcı Olun
Afet ve kriz durumu sonrası çocuğun bir kaybı varsa, bu kayıp üzerine konuşması teşvik edilmelidir.
- Eğer veda gerçekleşmediyse, bu kaybedilen kişi, hayvan ya da objeye veda için bir yöntem geliştirilebilir.
- Bu, çocuğun resim yapması ya da dua etmesi gibi birlikte karar verilen bir yöntem olabilir. Bunun yanında “O bir daha geri dönmeyecek ve bizimle olamayacak. Artık yemek yemeyecek ve nefes almayacak.” gibi basit ifadelerle ölüm anlatılabilir.
Afet ve kriz olaylarının hemen ardından bu tür tepkilerin görülmesinin normal olduğu unutulmamalıdır. Bunlar, normal olmayan olaylara karşı verdiğimiz normal tepkiler. Bu nedenle tepkilerin zaman içerisinde yavaş yavaş azalması ve ortadan kaybolması beklenir.
Bu makaledeki bilgileri faydalı bulduysanız “Çocuklara Ölüm Haberi Nasıl Verilir?” ve “Çocukların Afet ve Kriz Karşısında Verdikleri Tepkiler” yazılarımız da ilginizi çekebilir.
Sayfa içeriği yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurunuz.