Bozulmuş beden algısı, özellikle kadın bireyler için daha fazla zorluk yaratabilen, tüm zamanlarda ortaya çıkan bir problem. Toplumun yarattığı bu algıya özellikle sosyal medyanın etkisiyle düzenli olarak çözüm aranıyor. Bu konu da Türkiye’de, daha doğrusu dünyada birçok kişinin kilo kaybetmek ya da korumak için çeşitli beslenme programları uygulamasına yol açıyor.
Bu durumun doğurduğu “popüler diyet kültürü”nün en çekici faktörü etkinin kısa sürede olup, hızlı sonuç vermesi. Fakat bu durumda kişiler sağlıklarını birçoğunda görmezden gelirler. Biz diyetisyenler ise, bir beslenme programında sürdürülebilirlik, pratiklik, sağlıklı ve kaliteli yaşam, kültürel davranışlar ve köklü gelen alışkanlıkları göz önünde bulundurarak bir düzen oluşturmayı hedeflemekte; bedensel ve ruhsal olarak iyi olma halini hayat boyu devam ettirebilmeyi amaçlamaktayız.
Son dönemlerde Aralıklı Oruç (IF), Taş Devri (Paleo) Diyeti, Dukan Diyeti, Akdeniz Diyeti, Ketojenik Diyet gibi birçok beslenme modeli popüler hale gelmiştir. Bu yazıda bunlar dahil en popüler diyet çeşitlerini kısaca tanıtacağız.
1. Aralıklı Oruç (Intermittent Fasting)
Aralıklı oruç; aslında bir beslenme programı olmayan, yemek yenilen saatlerin ya da belirlenen günlerin kalori hesaplaması yapılarak enerji açığı oluşturan programlar bütünüdür.
İki ana aralıklı oruç çeşidi vardır:
16:8 Yöntemi
En çok kullanılan çeşidi 16:8 yöntemidir.
- Burada 16 saatlik bir açlığın devamında 8 saatlik tokluk olacak şekilde planlanır (16 saatlik açlığa uyku süreci de dahildir).
- Fakat bu sistemdeki 8 saatlik yemek yeme süresi; dilediğimiz her şeyi yemek-içmek için değildir. Bu 8 saat içinde belli bir düzen oluşturulmalıdır.
5:2 Yöntemi
Diğer kullanılan yöntem ise 5:2 dir.
- Bu modelde 5 gün normal düzende kalori hesabı güdülmeden, 2 gün ise düşük kalorili (500-800 kcal) beslenilmesi hedeflenir.
- Burada önemli olan 2 günlük kısıtlı sürecin üst üste yapılmamasıdır.
2. Taş Devri (Paleo) Diyeti
Bu diyet modeli, adından da anlaşıldığı gibi uzun yıllar öncesinde yaşayanların beslenme şeklini belirtir.
- Temel prensibinde çok işlem görmeyen veya işlemden hiç geçmemiş besinleri tüketmek vardır.
- Bu modelde de, her diyet modelinde olduğu gibi yasaklı olan ya da yenmemesi gereken besin grupları vardır. Örneğin süt ve ürünleri, tahıl grupları yasaklıyken sebze-meyve ve et türevleri tüketilebilir.
- Baklagil grubuna haftada 1-2 kere yer verilebilirken, sebze grubunu pişirmeden ya da çok az pişirerek tüketilebilir.
3. Dukan Diyeti
Dukan diyet modeli bir doktor aracılığıyla ortaya çıkarılmış, proteini yüksek ve karbonhidratı ve yağı düşük bir beslenme programıdır.
- Dukan diyeti, 4 tane belirli aşamadan oluşur.
- Her basamakta alınacak gıdalar bellidir ve her basamağın kilo kaybı ve koruma gibi amacı vardır.
- Kısıtlayıcı bir model olduğu için beslenme eksikliklerine sebep olabilir. Uzun zamanlı devam ettirilmesi belli hastalıklara zemin hazırlayabilir.
4. Ketojenik Diyet
Ketojenik diyet modelinde asıl amaç, vücudu ketozis, yani vücudun yakıt için karbonhidratlar yerine yağları kullanma sürecine yöneltmektir. Ancak bunun yavaş ve kontrollü bir şekilde yapılması gerekir.
Bunun için yağı yüksek, karbonhidratı düşük beslenmek gerekir. Keto diyeti ortalama günlük 50 gramdan daha düşük olacak şekilde karbonhidrat tüketimini önerir.
- Dikkat edilmesi gereken nokta ise kontrollü biçimde uygulama yapılmazsa, vücut ketozise girebilir. Bu durumun yaygın belirtileri arasında ağızda aseton kokusu, aşırı susama, kusma gibi durumlar sayabiliriz.
- Uzun süre devam ettirilmesi uygun olmamakla birlikte kimi kişilerde halsizlik, kabızlık gibi etkilere de sebep olabilir. Bu sebeple keto diyeti yapmak istiyorsanız önce bir uzmana danışmanızı öneririz.
5. Akdeniz Diyeti
Akdeniz diyeti modeli; Akdeniz bölgesindeki insanların beslenmesinden ilham alıyor. Ağırlıklı olarak sebze ve meyve grubunu, yeterli proteini, kaliteli yağları ve tahılları içeriyor.
- Haftada 2-3 kere balık tüketmek, haftada 2 kere kuru baklagil tüketmek, işlenmiş gıdalardan uzak durmak, günlük sebze ve meyve tüketiminin ortalama 4-5 porsiyona denk gelecek şekilde tüketmek, haftalık et tüketimini sınırlandırmak bu diyet modelinin aşamalarındandır.
- Bunlara ek olarak ise yağlı tohumlardan fındık, ceviz, badem gibi besinler günlük rutine eklenmelidir.
6. Kan Grubu Diyeti
Bu diyet modeli farklı kan gruplarına göre beslenmenin farklılaşmasını içerir. Çeşitli kan gruplarının çeşitli hastalıklara daha yatkın olabileceği düşüncesiyle beslenmeyle iyileştirilebileceği ortaya sürer.
- Örneğin, kan grubu A olan kişilerin programı genelde bitkisel kaynaklıdır. Bu bireyler et grubunu tam sindirememekle beraber diğer bitkisel kaynaklı proteinlere yönelirler. Mesela bu gruba et, süt ve türevleri, mısır önerilmez.
- Diğer kan gruplarında da kendilerine özel yasak ve serbest besinler vardır.
- Kan grubu diyeti, örnek verdiğimiz diğer modellerle ortak olarak işlenmiş gıda ve basit karbonhidratlara sınırlama getiriyor.
- Sürdürülebilir bir program olması konusunda hala araştırmalar devam etmektedir. Yararları ve zararları açısından bir uzman tarafından kontrol edilerek uygulanması daha sağlıklıdır.
7. Alkali Diyeti
Alkali diyeti, veya alkali beslenme, temel olarak belirli besinlerle (meyve, sebze, kuruyemiş vs.) vücudun pH düzeyini dengede tutmayı hedefler.
- Alkali diyet modelinin temeli meyve ve sebzelere dayanır. İşlemden geçmiş gıdalar, süt, et, kafein gibi besin gruplarını beslenmeden uzaklaştırır.
- Önemli bir diğer özelliği de basit şekeri tüketmemekten geçer.
- Asit içeriği yüksek besinler vücudun asit seviyesini değiştirebilir. Alkali ve asit besinler arasında denge kurularak bir beslenme planı oluşturulmalıdır.
- Örneğin mandalina alkali seviyesi yüksek olan bir besinken elma düşük alkali seviyesine sahiptir. Fakat limon asit içeriği olmasına rağmen alkali seviyesi yüksek bir besindir.
8. İsveç Diyeti
Bu diyet modeli, diğer önerilerden farklı olarak belli bir gün sayısına sahiptir (13 gün). Salam ve füme et gibi işlemden geçmiş gıdaların tüketildiği, şok etkili bir beslenme programıdır.
- İsveç diyetinin karbonidratı düşüktür, şeker ve şekerli gıdaları barındırmaz, proteini ve sebzesi sınırlıdır.
- Hayvansal kaynaklı gıdalar, süt ve ürünleri, işlenmiş şarküteri ürünleri, karbonhidratı yüksek olmayan yeşillikler ve yumurta tüketilen gıdalar arasındadır.
- İsveç diyetinde tuz hiç kullanılmaz, hatta maden suyu ve soda dahi tüketilmez.
- Meyve grubunun çoğu yasaktır.
9. Volumetrik Diyet
Son olarak da volumetrik diyeti ele aldık. Bu diyet modeli hacmi yüksek, enerji içeriği daha düşük olan ve doygunluk hissini arttırmayı hedefleyen bir beslenmeyi içerir.
- Bu modele göre besinler, midede kapladıkları alana göre düşük, orta ve yüksek yoğunlukta olmak üzere 3 gruba ayrılır. Enerji içeriği düşük olup hacimleri büyük olan besinlerin midede daha fazla alan kaplaması bu modelin en göze çarpan özelliğidir.
- Volumetrik diyetin göze çarpan diğer bir özelliği ise yeterli su tüketilmesidir.
- Posa tüketiminin artmasıyla bağırsaklarda ve kan basıncında olumlu etkileri de görülmüştür.
Bu konuda destek almak isterseniz Heltia uygulamasını indirebilir, online diyetisyen görüşmeleri ile beslenme ve diyet sürecinizi uzman desteği ile takip edebilirsiniz.
Bu yazımızı beğendiyseniz, “Gıdalarda Oluşan HMF Nedir?” ve “Depresyonun Fiziksel ve Zihinsel Etkileri” içeriklerimize de göz atabilirsiniz.
Sayfa içeriği yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurunuz.